17 Ocak 2013 Perşembe

26 Eylül 2007 Çarşamba

Anayasa

NEDEN, NASIL BİR ANAYASA?...
Dr. Sami GÖREN (Hukukçu)
GİRİŞ
Anayasa, bir devletin temel kurumlarının nasıl işleyeceğini belirleyen bazı ülkelerde yazılı, bazılarında ise yazısız genel kabul görmüş kurallar silsilesidir. Anayasa denilen bu belgeyle ayrıca kişilerin temel hak ve özgürlükleri güvence altına alınmıştır.
Bilindiği gibi, mevcut Anayasa 12 Eylül askeri darbesinin bir ürünüdür. Darbe mantalitesi Anayasa’ya da yansımıştır. Uğradığı bunca değişikliklere rağmen, yürürlükteki Anayasa halâ özgürlükçü ve çoğulcu bir demokrasinin gereklerini karşılamaktan oldukça uzaktır. Zira elbise eskimiş, artık yama tutmamaktadır. Yeni bir elbiseye ihtiyacımız olduğu gün gibi açıktır.
Toplumun devlete verdiği bir ‘yetki beratı’ olarak sivil bir anayasa, her şeyden önce, sivil iradenin ürünü olan, toplumun ürettiği mutabakatın sonucunda ortaya çıkan anayasa demektir. Sivil anayasa, ayrıca, kamu hayatına ilişkin temel belirleyici kararların toplumu temsil eden sivil siyasî aktörlerce alınmasını ve sivil iradenin askerî iradeye hakim olmasını öngören bir anayasadır. Sivil toplumun bir mutabakat üretmesi demek anayasanın toplumsal uzlaşmaya dayanması demektir. Uzlaşma ise, karşılıklı taviz vermek demek değildir. Uzlaşma, ortak olanı aramak, ‘ortak olan bir söze gelmek’tir.
Sivil bir anayasa, demokratik bir anayasadır. Böyle bir anayasanın temel ilkesi şöyle özetlenebilir: Anayasa toplum için politik alana ilişkin ilkeler vaz eden bir belgedir; o bireyler için pozitif amaçlar koyan kapsayıcı bir proje niteliğinde olamaz. Anayasa, toplum olarak birlikte varoluş için zorunlu olandan daha kapsamlı esaslar veya ilkeler içermemelidir.
Yazımız 2 ana bölümden oluşuyor…. 1. bölümde; neden yeni bir Anayasa sorusuna cevap arayacağız, 1982 Anayasasının hukuka uygunluğunu irdeleyeceğiz, … 2. bölümde ise nasıl bir Anayasa sorusuna cevap arayacağız, sivil demokratik Anayasa ile ilgili görüşlerimizi açıklayacağız.
1982 ANAYASASININ HUKUKA UYGUNLUĞU SORUNU
- 1982 Anayasası hazırlanışı ve yürürlüğe girmesi itibariyle hukuka aykırıdır:
12 Eylül 1980'de Türk Silahlı Kuvvetleri, ülke yönetimine el koydu. Dönemin Genelkurmay Başkanı ile Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri Komutanları ile Jandarma Genel Komutanı Milli Güvenlik Konseyi adı altında; yasama faaliyetine son verdi, hükümet görevden uzaklaştırdı. Milli Güvenlik Konseyi’nin 1 nolu bildirisinde yönetime el koyma gerekçesi olarak; “ülkenin bütünlüğünü korumak, milli birliği ve beraberliği sağlamak, muhtemel bir iç savaşı ve kardeş kavgasını önlemek, Devlet otoritesini ve varlığını yeniden tesis etmek ve demokratik düzenin işlemesine mani olan sebepleri ortadan kaldırmak” olduğu ileri sürülüyordu.
Milli Güvenlik Konseyi 27 Ekim 1980’de Milli Güvenlik Konseyi Anayasa Düzeni Hakkında Kanun’u yayınlayarak, 12 Eylül Harekatını, (kendilerince) anayasal bir temele oturttu. Bu Kanunla 1961 Anayasasına istisnalar getirildi.
Milli Güvenlik Konseyi, 29.06.1981’de çıkardığı Kurucu Meclis Kanunu ile yasama yetkisini de eline aldı. Kurucu Meclis, Milli Güvenlik Konseyi ile Danışma Meclisi’nden oluşuyordu. Danışma Meclisi de 160 kişiden oluşuyordu. Bu 160 kişi de Milli Güvenlik Konseyi tarafından seçilmişti.
Milli Güvenlik Konseyi’nin emri ile Danışma Meclisi kendi üyeleri arasından, Anayasa Tasarısını hazırlamak üzere, 15 kişiden oluşan bir Anayasa Komisyonu seçti. 23 Kasım 1981’de seçilen bu Komisyon, hazırladığı Anayasa Tasarısını 17 Temmuz 1982’de Danışma Meclisine sundu.
Anayasa Tasarısının, Danışma Meclisinde görüşülmesine 4 Ağustos 1982’de başlandı ve 23 Eylül 1982’de görüşmeler bitti. Konseyin 70 sayılı kararıyla; “Anayasa tartışmasına katılabilecekler, halkoylamasında halkın vereceği oyu etkilememek şartı ile yalnız Anayasa tasarısının geliştirilmesi yönünde görüş ve önerilerde bulunabilirlerdir” (05.08.1982 tarih ve 17773 sayılı R.G.).
Danışma Meclisince kabul edilen Anayasa Tasarısı, Milli Güvenlik Konseyinde de görüşülerek 18 Kasım 1982 gün ve 2709 sayılı Kanun olarak kabul edildi. Anayasa Resmi Gazete’de yayınlandıktan sonra, halkoyuna sunulmadan önce, Devlet Başkanı Kenan Evren tarafından yapılan konuşmalarla, ve Konseyin 71 sayılı Kararı ile; ulusa, Devlet adına resmen tanıtıldı (21.10.1982 tarih ve 17845 sayılı R.G.).
Halkoylamasında Anayasa % 91,37 oyla kabul edilirken, red oyları % 8,63’te kaldı. Başka bir ifade ile evet oyları 17.215.539, hayır oyları 1.626.431oldu. (20.11.1982 tarih ve 17874 sayılı R.G.).
6 Kasım 1983 seçimlerinden sonra, TBMM’nin 24 Kasım 1983’de toplanması ve Başkanlık Divanının 6 Aralık 1983’de oluşması ile Milli Güvenlik Konseyi dönemi sona erdi.
Milli Güvenlik Konseyi Başkanı ve Devlet Başkanı Kenan Evren, Anayasanın Geçici 1. Maddesine göre; 7 yıllık bir dönem için Cumhurbaşkanı oldu. Milli Güvenlik Konseyi de, Cumhurbaşkanlığı Konseyi adını aldı.
Görüldüğü gibi; 1982 Anayasası askeri darbe ürünüdür. Anayasanın hazırlanmasından, halkoyuna sunulmasına kadarki tüm dönemde halkın katılımı söz konusu olmamıştır. Halkoylamasına katılma oranının ve kabul oylarının yüksek olmasında, baskılar kadar, normal demokratik rejime geçme isteği de etkili olmuştur.
- 1982 Anayasasının içeriği itibariyle hukuka aykırılıklar taşımaktadır:
1982 Anayasası, oldukça uzun ve ayrıntılı olup; toplam 194 maddeden (177 asıl, 17 geçici) oluşmaktadır. Yüksek Askeri Şura (YAŞ), Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK), Yükseköğrenim Kurulu (YÖK) gibi tartışmalı kurullar 1982 Anayasasının bir ürünüdür.
25 yıldır yürürlükte olan 1982 Anayasasında pek çok değişiklik yapılmıştır. Anayasada değişiklik yapan 12 Kanunla, Anayasanın onlarca hükmünde değişiklik yapılmış, bazı hükümleri yürürlükten kaldırılmıştır. Anayasa’da değişiklik yapan yasal düzenlemeler şunlardır; 17.05.1987 tarih ve 3361 sayılı Kanun, 08.07.1993 tarih ve 5370 sayılı Kanun, 23.07.1995 tarih ve 4121 sayılı Kanun, 13.08.1999 tarih ve 4446 sayılı Kanun, 03.10.2001 tarih ve 4709 sayılı Kanun, 21.11.2001 tarih ve 4720 sayılı Kanun, 27.12.2002 tarih ve 4777 sayılı Kanun, 07.05.2004 tarih ve 5170 sayılı Kanun, 21.06.2005 tarih ve 5370 sayılı Kanun, 29.10.2005 tarih ve 5428 sayılı Kanun, 13.10.2006 tarih ve 5551 sayılı Kanun, 10.05.2007 tarih ve 5659 sayılı Kanun.
Bütün bu değişikliklerin, 1982 Anayasasını tartışılır olmaktan kurtaramadığı ortadadır.
12 Eylül Askeri Harekatını yapanlar, bu dönemde kurulmuş olan hükümetler, Danışma Meclisi ve diğer ilgililer Anayasal güvenceye kavuşmuşlardı. Anayasanın Geçici 15. maddesine göre; “12 Eylül 1980 tarihinden, ilk genel seçimler sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanını oluşturuncaya kadar geçecek süre içinde, yasama ve yürütme yetkilerini Türk milleti adına kullanan, 2356 sayılı Kanunla kurulu Millî Güvenlik Konseyinin, bu Konseyin yönetimi döneminde kurulmuş hükümetlerin, 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanunla görev ifa eden Danışma Meclisinin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı haklarında cezaî, malî veya hukukî sorumluluk iddiası ileri sürülemez ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulamaz.
Bu karar ve tasarrufların idarece veya yetkili kılınmış organ, merci ve görevlilerce uygulanmasından dolayı, karar alanlar, tasarrufta bulunanlar ve uygulayanlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır.”
12 Eylül harekatını yapanların talimatı ile hazırlanıp yürürlüğe giren 1982 Anayasasına “değiştirilemezlik” kazandırılmak istenmiştir.
Anayasanın değiştirilmesi, seçimlere ve halkoylamasına katılma 175. madde de düzenlenmiştir;
175. maddeye göre;
“(Değişik: 17.5.1987 - 3361/3 md.) Anayasanın değiştirilmesi Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte biri tarafından yazıyla teklif edilebilir. Anayasanın değiştirilmesi hakkındaki teklifler Genel Kurulda iki defa görüşülür. Değiştirme teklifinin kabulü Meclisin üye tamsayısının beşte üç çoğunluğunun gizli oyuyla mümkündür.
Anayasanın değiştirilmesi hakkındaki tekliflerin görüşülmesi ve kabulü, bu maddedeki kayıtlar dışında, kanunların görüşülmesi ve kabulü hakkındaki hükümlere tâbidir.
Cumhurbaşkanı Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları, bir daha görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisine geri gönderebilir. Meclis, geri gönderilen Kanunu, üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile aynen kabul ederse Cumhurbaşkanı bu Kanunu halkoyuna sunabilir.
Meclisce üye tamsayısının beşte üçü ile veya üçte ikisinden az oyla kabul edilen Anayasa değişikliği hakkındaki Kanun, Cumhurbaşkanı tarafından Meclise iade edilmediği takdirde halkoyuna sunulmak üzere Resmî Gazetede yayımlanır.
Doğrudan veya Cumhurbaşkanının iadesi üzerine, Meclis üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile kabul edilen Anayasa değişikliğine ilişkin kanun veya gerekli görülen maddeleri Cumhurbaşkanı tarafından halkoyuna sunulabilir. Halkoylamasına sunulmayan Anayasa değişikliğine ilişkin Kanun veya ilgili maddeler Resmî Gazetede yayımlanır.
Halkoyuna sunulan Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların yürürlüğe girmesi için, halkoylamasında kullanılan geçerli oyların yarısından çoğunun kabul oyu olması gerekir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunların kabulü sırasında, bu Kanunun halkoylamasına sunulması halinde, Anayasanın değiştirilen hükümlerinden, hangilerinin birlikte hangilerinin ayrı ayrı oylanacağını da karara bağlar.
Halkoylamasına, milletvekili genel ve ara seçimlerine ve mahallî genel seçimlere iştiraki temin için, kanunla para cezası dahil gerekli her türlü tedbir alınır.”
YENİ ANAYASA
Anayasanın başlangıç bölümü ve maddeleri sadeleştirilmeli, kısaltılmalıdır. Temel ilkeler konurken, ayrıntılı düzenlemeler yasalara bırakılmalıdır.
Biz aşağıda özetlediğimiz çalışmada;
Başlangıç ve maddeleri sadeleştirdik, kısa tuttuk. Zira Anayasa kısa-öz olmalı, vatandaşlık andı olmalı, her vatandaş tarafından okunup anlaşılabilir olmalıdır.
Genel Esaslar bölümünde Piyasa Serbestliğini yer verdik.
Bilgi edinme hakkı ile vicdani red hakkını Anayasa güvencesine aldık.
Vatandaşlık tanımını değiştirdik.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararlarına karşı yargı denetimini açtık.
Yerinden Yönetim Meclisleri ve organlarını ihdas ettik.
Pek çok kurum ve kuruluşu (örn: YÖK, Diyanet İşleri Başkanlığı, TRT, Yüksek Askeri Şura vb) Anayasal kurum olmaktan, Anayasa kapsamından çıkardık. Zira Anayasa kurumlar kitabı değildir.
Pek çok kurum ve kuruluş (örn; Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi) kaldırdık. Zira askeri ve sivil yargı ayrımı hukuka, hukukun evrensel değerlerine aykırıdır.
GENEL ESASLAR (1. BÖLÜM)
BAŞLANGIÇ
Vatan ve Milletin varlığını ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, Atatürk'ün inkılap ve ilkeleri doğrultusunda;
Türkiye Cumhuriyetinin varlığı, refahı, maddi ve manevi mutluluğu ile çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi yönünde;
Millet iradesinin mutlak üstünlüğü, egemenliğin kayıtsız şartsız Millete ait olduğu ve bunu millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı;
Kuvvetler ayrımının, Devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmeyip, belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sınırlı medeni bir işbölümü ve işbirliği olduğu ve üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunduğu;
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olsun olmasın bu vatanda yaşayan herkesin Anayasadaki temel hak ve hürriyetlerden eşitlik ve sosyal adalet gereklerince yararlanarak kültür, medeniyet ve hukuk düzeni içinde onurlu bir hayat sürdürme ve maddi ve manevi varlığını bu yönde geliştirme hak ve yetkisine doğuştan sahip olduğu;
TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞLARINA emanet ve tevdi olunur.
BİRİNCİ KISIM
GENEL ESASLAR
I. Devletin Şekli
Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.
II. Cumhuriyetin Nitelikleri
Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
III. Devletin Bütünlüğü, Resmi Dili, Bayrağı, Milli Marşı ve Başkenti
Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir.
Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Milli marşı "İstiklal Marşı"dır.
Başkenti Ankara'dır.
IV. Değiştirilemeyecek Hükümler
Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez.
V. Devletin Temel Amaç ve Görevleri
Devletin temel amaç ve görevleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.
VI. Egemenlik
Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.
Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.
VII. Yasama Yetkisi
Yasama yetkisi Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşları adına Türkiye Büyük Millet Meclisinin ve Yerinden Yönetim Meclislerinindir. Bu yetki devredilemez, kısıtlanamaz, engellenemez.
VIII. Yürütme Yetkisi ve Görevi
Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu ile Yerinden Yönetim Melislerinin yürütme organları tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.
IX. Yargı Yetkisi
Yargı yetkisi, Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşları adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.
X. İdarenin Esasları
Türkiye yönetim bakımından merkez ve yerinden yönetim birimlerinden oluşur.
Merkezi yönetimin ülke genelindeki örgütlenme ilkeleri ile yerinden yönetim birimlerinin kurulma, ayrılma, birleşme ve sınır değişiklik esasları Anayasa’nın temel ilkelerine aykırı olmayacak şekilde, kanunla düzenlenir.
İdarenin bütün eylem ve işlemleri yargı denetimine tabidir.
XI. Kanun Önünde Eşitlik
Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.
XII. Anayasanın Bağlayıcılığı ve Üstünlüğü
Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. Kanunlar, T.B.M.M. ve Yerinden Yönetim Meclisi kararları Anayasa’ya aykırı olamaz.
Anayasanın hiçbir hükmü sınır bütünlüğünü yok etmeye yönelik bir eylemde bulunma hakkını verecek biçimde yorumlanamaz.
Anayasa’nın hiçbir hükmü, Anayasa’da yer alan hak ve özgürlükleri, evrensel hukuk değerlerini ve kişi onurunu yok etmeye yönelik bir eylemde bulunma hakkını verecek biçimde yorumlanamaz.
Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.
XIII. Piyasa Serbestliği
Türkiye Cumhuriyeti devleti adalet, güvenlik ve savunma dışında serbest girişimciliğe haksız rekabet yaratacak ölçüde hiçbir üretim faaliyetinde bulunamaz.
TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLER (2. BÖLÜM)
A) Kişi Hak ve Özgürlükleri
I- Temel Hakların Niteliği ve Korunması
Herkes kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahiptir.
Devlet; kişilerin temel hak ve özgürlüklerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak şekilde sınırlayan bütün engelleri kaldırır, hak ve hürriyetlerin kullanımını kolaylaştırır, vatandaşın huzur ve mutluluk içerisinde yaşamasını sağlayacak ve kolaylaştıracak kurallar geliştirir, buna uygun ortamı hazırlar.
II. Temel Hakların Özü
Temel hak ve hürriyetler, Anayasa’nın sözüne ve ruhuna uygun olarak ve Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen nedenlerle ancak kanunla sınırlanabilir. Kanun kamu yararı, kamu düzeni, sosyal adalet ve ulusal güvenlik gibi nedenlerle de olsa bir hakkın ve hürriyetin özüne dokunamaz. Sınırlamalar, Anayasa’nın ruhuna, ölçülülük ilkesine, evrensel hukuk değerlerine aykırı olamaz.
III. Kişi Dokunulmazlığı
Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
Tıbbî zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında, kişinin vücut bütünlüğüne dokunulamaz; kendi rızası olmadan hiç kimse bilimsel ve tıbbî deneylere tâbi tutulamaz.
Hiç kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; hiç kimse insanlık onuru bağdaşmayan bir cezaya, muameleye tâbi tutulamaz.
IV. Zorla Çalıştırma Yasağı
Hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Şartlar ne olursa olsun, zorla çalıştırma (angarya) yasaktır. V. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği
Herkes, kişi özgürlüğü ve güvenliğine sahiptir.
a) Suçluluğu hakkında kuvvetli delil bulunan kişiler, ancak kaçmalarını, delillerin yok edilmesini veya değiştirilmesini önlemek maksadıyla veya bunlar gibi tutuklamayı zorunlu kılan ve kanunda gösterilen diğer hallerde hâkim kararıyla tutuklanabilir. Tutukluluğun devamına karar verilebilmesi aynı şartlara bağlıdır. Hâkim kararı olmadan yakalama, ancak suçüstü halinde veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yapılabilir; bunun şartlarını kanun gösterir.
b) Yakalanan veya tutuklanan kişilere, yakalama veya tutuklama sebepleri ve haklarındaki iddialar yazılı ve bunun hemen mümkün olmaması halinde sözlü olarak derhal, toplu suçlarda en geç hâkim huzuruna çıkarılıncaya kadar bildirilir.
c) Yakalanan veya tutuklanan kişi, tutulma yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için gerekli süre hariç en geç yirmidört saat ve toplu olarak işlenen suçlarda en çok iki gün içinde hâkim önüne çıkarılır. Kimse, bu süreler geçtikten sonra hâkim kararı olmaksızın özgürlüğünden yoksun bırakılamaz.
d) Kişinin yakalandığı veya tutuklandığı, yakınlarına derhal bildirilir.
e) Tutuklanan kişilerin, makul süre içinde yargılanmayı ve soruşturma veya kovuşturma sırasında serbest bırakılmayı isteme hakları vardır. Serbest bırakılma ilgilinin yargılama süresince duruşmada hazır bulunmasını veya hükmün yerine getirilmesini sağlamak için bir güvenceye bağlanabilir.
f) Her ne sebeple olursa olsun, özgürlüğü kısıtlanan kişi, kısa sürede durumu hakkında karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı halinde hemen serbest bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına sahiptir.
g) Bu esaslar dışında bir işleme tâbi tutulan kişilerin uğradıkları her türlü zarar, kanuna göre, Devletçe ödenir.
h) Özgürlüğünden yoksun bırakılan herkesin kendisine insanca davranılması hakkı vardır. VI. Özel Hayatın Gizliliği ve Korunması
Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.
VII. Konut Dokunulmazlığı, Haberleşme Özgürlüğü, Cezanın Kişiselliği
Savcı kararı veya suçüstü durumu dışında hiç kimsenin üstü, özel eşyaları, konutu aranamaz, eşyalarına el konulamaz; haberleşme özgürlüğü kısıtlanamaz.
Suçlu olduğu ispatlanmayıncaya kadar herkes suçsuz olarak kabul edilir. Ceza sorumluluğu kişiseldir.
VIII. Seyahat ve Yerleşme Özgürlüğü
Herkesin özgürce seyahat edebilme ve yerleşme hakkı vardır. Bu hak, Ancak ulusal güvenlik ve salgın hastalıkları önleme nedeniyle geçici olarak kanunla sınırlanabilir. IX. Yurda Giriş ve Yurttan Çıkış Özgürlüğü
Her vatandaş, yurda girme ve yurtdışına çıkma özgürlüğüne sahiptir.
X. Din ve Vicdan Özgürlüğü
Herkesin din, inanç, dini seçme, değiştirme, dile getirme, telkin etme, uygulama, yayma, yerine getirme özgürlüğü vardır. Kimse, ibadete, dinî âyin ve törenlere katılmaya ya da katılmamaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya ya da açıklamamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz. Din eğitimi ve öğretimi, ancak kişilerin kendi isteğine ve küçüklerin de kanuni temsilcilerinin isteğine bağlıdır.
XI. Düşünce Özgürlüğü
Herkes, düşünce ve kanaat özgürlüğüne sahiptir. Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya elektronik yollarla, tek başına ya da toplu olarak açıklayabilir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.
Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim, elektronik haberleşme veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu özgürlük resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. XII. Bilim ve Sanat Özgürlüğü
Herkesin bilim, bilgi, sanat ve düşünce kaynaklarına ulaşma, öğrenme ve öğretme, araştırma, elde etme, paylaşma, açıklama ve yayma hakkı vardır.
XIII. Basın Özgürlüğü
Basın hürdür ve sansür edilemez. Devlet, basın ve haber hürriyetini sağlayacak önlemleri alır. Türkiye’de yayımlanan gazete ve dergilerin toplatılması ve bunun nasıl uygulanacağı kanunla gösterilir. Bu tedbirler, bu maddenin ilk iki cümlesine aykırı olamaz; esas olan basın özgürlüğüdür. Gazete ve dergilerin çıkarılması, önceden izin alma ya da mali teminat şartına bağlanamaz. IX. Bilgi Edinme Hakkı
Ulusal güvenliği, yasaların uygulanmasını, kişinin özel yaşamını ve diğer hayatı ulusal çıkarları tehdit edecek niteliktekiler dışında, hükümet kayıtlarında yer alan her türlü bilgiye vatandaşların erişebilme hakkı vardır.
X. Düzeltme ve Cevap Hakkı
Düzeltme ve cevap hakkı, ancak kişilerin haysiyet ve şereflerine dokunulması veya kendileriyle ilgili gerçeğe aykırı yayınlar yapılması hallerinde tanınır ve kanunla düzenlenir. Düzeltme ve cevap yayımlanmazsa, yayımlanmasının gerekip gerekmediğine hâkim tarafından ilgilinin müracaat tarihinden itibaren en geç yedi gün içerisinde karar verilir.
XI. Dernek Kurma Hakkı
Herkes, önceden izin almaksızın dernek kurma ve bunlara üye olma ya da üyelikten çıkma özgürlüğüne sahiptir. Hiç kimse bir derneğe üye olmaya ve dernekte üye kalmaya zorlanamaz. XII. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Hakkı
Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.
XIII. Mülkiyet ve Miras Hakkı
Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.
XIV. Adil ve Eşit Yargılanma Hakkı
Herkes, yargı mercileri önünde meşru bütün vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle, davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil ve eşit yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz.
XV. Tabii Hakim Hakkı
Hiç kimse kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz. Bir kimseyi kanunen tâbi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz.
XVI. Suç ve Cezalara İlişkin Esaslar
Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; cezalar ve ceza tedbirleri ancak kanunla konulur, kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez. Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz. Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz. Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez. Ceza sorumluluğu kişiseldir. Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz. Hiç kimseye ölüm cezası verilemez. Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere vatandaş, suç sebebiyle yabancı bir ülkeye verilemez. Genel müsadere cezası konulamaz.
XVII. Temel Hak ve Özgürlüklerin Korunması
Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlâl edildiğini düşünen herkes, yetkili makama geciktirilmeden başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkına sahiptir. Devlet, işlemlerinde ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorundadır. Kişinin, resmî görevliler tarafından vâki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir.
B) Sosyal ve Ekonomik Hak ve Özgürlükler
I. Evlilik Hakkı
Herkesin evlenme ve aile kurma hakkı vardır. Evlilikte çiftlerin tam ve serbest rızasının bulunması gerekmektedir. Evlenmede, evlilik süresinde ve boşanmada çiftler arası eşitlik ve eşlerin, çocuklarla ilişkilerinde eşit hak ve sorumlulukları olması kuralı vardır. Evlilik içi ve evlilik dışı çocuk eşittir.
II. Eğitim ve Öğrenim Hakkı
Hiç kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Kesintisiz zorunlu eğitim kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır.
Kesintisiz Türkçe temel eğitim tüm Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları için zorunludur. Devlete bağlı eğitim kurumlarında bu hizmet ücretsiz olarak sağlanır.
Üniversiteler, idari, mali ve bilimsel yönlerden özerk kuruluşlardır. Üniversitelerin işleyişine ilişkin esaslar, kanunla gösterilir.
III. Çalışma ve Sözleşme Özgürlüğü
Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme özgürlüğüne sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.
IV. Çalışma Şartları
Çalışmak, herkesin hakkıdır. Hiç kimse, yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz. Küçükler ve kadınlar ile bedenî ve ruhî yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar. Dinlenmek, çalışanların hakkıdır. Ücretli hafta ve bayram tatili ile ücretli yıllık izin hakları ve şartları kanunla düzenlenir.
Ücret, emeğin karşılığıdır. Devlet, çalışanların yaptıkları işe uygun ve insan onuruna yaraşır bir yaşayış seviyesi sağlamalarına imkan verecek adaletli bir ücret elde etmeleri için gerekli tedbirleri alır.
V. Sendika Kurma ve Grev Hakkı
Çalışanlar ve işverenler, üyelerinin çalışma ilişkilerinde, ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için önceden izin almaksızın sendikalar ve üst kuruluşlar kurma, bunlara serbestçe üye olma ve üyelikten serbestçe çekilme haklarına sahiptir. Hiç kimse bir sendikaya üye olmaya ya da üyelikten ayrılmaya zorlanamaz. Aynı zamanda ve aynı iş kolunda birden fazla sendikaya üye olunamaz. İşçi niteliği taşımayan kamu hizmeti görevlilerinin bu alandaki hakları kanunla düzenlenir.
İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler. Çalışanlar, işverenlerle olan ilişkilerinde ekonomik ve sosyal durumlarını iyileştirmek amacıyla toplu sözleşme ve grev hakkına sahiptir.
VI. Sosyal Güvenlik Hakkı
Herkes, sosyal güvenlik hakkına sahiptir. Devlet, bu hakkın kullanılmasını sağlayacak önlemleri alır.
VII. Çevrenin Korunması
Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin ve vatandaşların ödevidir.
VIII. Konut Hakkı
Devlet, şehirlerin özelliklerini ve çevre şartlarını gözeten bir planlama çerçevesinde, konut ihtiyacını karşılayacak tedbirleri alır, ayrıca toplu konut teşebbüslerini destekler.
C) Siyasi Hak ve Özgürlükler
I. Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı
Anne ve babasından herhangi birisi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan her insan, geri alınamaz bir hakla Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır.
Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağı ile bağlı olan her vatandaş, etnik kökenine bakılmaksızın, vatandaşlık itibariyle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kabul edilir. Farklı dil/ırk/din/mezhep bağlarıyla Türkiye toplumunu oluşturan herkes, kamusal ilişkilerinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak kabul edilir.
II. Seçme ve Seçilme Hakkı
18 yaşını doldurmuş herkes seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasî parti içinde siyasî faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir.
Seçimler ve halkoylaması serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargı yönetim ve denetimi altında yapılır. Ancak, yurt dışında bulunan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının oy hakkını kullanabilmeleri amacıyla kanun, uygulanabilir tedbirleri belirler.
Seçim kanunları, temsilde adalet ve yönetimde istikrar ilkelerini bağdaştıracak biçimde düzenlenir. Silah altında bulunan er ve erbaşlar ile askerî öğrenciler, taksirli suçlardan hüküm giyenler hariç ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler oy kullanamazlar. Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde oy kullanılması ve oyların sayım ve dökümünde seçim emniyeti açısından alınması gerekli tedbirler Yüksek Seçim Kurulu tarafından tespit edilir ve görevli hâkimin yerinde yönetim ve denetimi altında yapılır.
Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz.
III. Siyasi Partiler
Siyasi partiler, demokrasinin ve demokratik işleyişin vazgeçilmez unsurudur. Siyasî partilerin uyacakları esaslar, çalışma esasları, partilerin kapatılması ve mali destek almaları, Siyasi Partiler Kanunu düzenlenir.
IV. Vicdani Red Hakkı
Zorunlu askerlik süresi kadar sürede alternatif kamu hizmeti yapmayı kabul eden herkesin vicdani red hakkı vardır. Hiç kimse vicdani red hakkını kullanmaya ya da kullanmamaya zorlanamaz; bu hakkı kullandığı ya da kullanmadığı için kınanamaz.
V. Vergi Ödeme Yükümlülüğü
Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, malî gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır.
VI. Yurttaş Hakları
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının her türlü ayrımcılığa karşı korunma hakkı vardır. Kamu hizmetine girmede ve kamu mallarından ve hizmetlerinden yararlanmada eşitlik ilkesi gözetilir. Hiç kimse, rızası olmadan tıbbi ve bilimsel deneye tabi tutulamaz.
Devlet, Anayasa’nın demokratik özü ve ruhuyla paralel olacak şekilde ve toplumdaki farklı kimliklerin varlığından hareketle her vatandaşın anadilini öğrenebilmesi, öğretebilmesi, yayabilmesi, konuşabilmesi için gerekli tedbirleri alır. Hiçbir vatandaşın anadili yasaklanamaz. Her Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı; Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu anlaşmalardan doğan tüm evrensel haklara sahiptir.
VII. Hak ve Özgürlüklerin Kullanımı
Anayasada belirtilen hak ve özgürlüklerin hiçbirisi Anayasanın ilk 3 maddesinde düzenlenen Türkiye Cumhuriyeti’nin niteliklerini ve Anayasal düzeni ortadan kaldıracak şekilde kullanılamaz.
YASAMA (3. BÖLÜM)
1) Türkiye Büyük Millet Meclisi
Kuruluşu
T.B.M.M. genel oyla seçilen 550 milletvekilinden kurulur. T.B.M.M. seçimleri 4 yılda bir yapılır. 18 yaşını dolduran herkes milletvekili adayı olabilir. T.B.M.M.’nin işleyişi, yönetim organlarının seçimi, çalışmalarını yürütürken uyacağı usul ve esasları ”İçtüzükte” gösterilir.
Görev ve Yetkileri
a) Kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak;
b) Temel hak ve özgürlüklere ilişkin konular dışında, süresi ve sınırları önceden belli edilen konularda Kanun Hükmünde Kararname çıkarmak üzere Bakanlar Kurulu’na yetki vermek;
c) Bakanlar Kurulu’nu ve bakanları denetlemek;
d) Para basılmasına karar vermek;
e) Genel ve özel af ilanına karar vermek;
f) Savaş hali ilanına ve silahlı kuvvetlerin yabancı ülkelere gönderilmesine veya yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasına karar vermek;
g) Anayasa’nın diğer maddelerinde öngörülen yetkileri kullanmak ve görevleri yerine getirmektir. İşleyişi
a) Kanun teklif etmeye Bakanlar Kurulu ve Milletvekilleri yetkilidir. Cumhurbaşkanı T.B.M.M’nce kabul edilen kanunları on gün içerisinde yayımlar veya bütçe kanunları ve Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunlar hariç yayımlanmasını uygun bulmadıklarını bir daha görüşülmek üzere, T.B.M.M’ye geri gönderir. T.B.M.M. geri gönderilen kanunu aynen kabul ederse, kanun Cumhurbaşkanı’nca yayımlanır.
b) Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve milletlerarası kuruluşlarla yapılacak andlaşmaların onaylanması, T.B.M.M’nin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır. T.B.M.M. tarafından usulüne göre onaylanmış uluslararası anlaşmalar kanun hükmündedir. Bu anlaşmalar aleyhine Anayasa’ya aykırılığı nedeniyle iptal davası açılamaz ve Cumhurbaşkanı tarafından bir daha görüşülmek üzere geri gönderilemez.
c) T.B.M.M. soru, Meclis araştırması, genel görüşme, gensoru ve Meclis soruşturması yollarıyla denetleme yetkisini kullanır. Soru, gensoru, Meclis araştırması ve genel görüşme ile ilgili önergelerin verilme şekli, içeriği ve kapsamı ile cevaplandırma, görüşme ve araştırma yöntemleri T.B.M.M. içtüzüğü ile düzenlenir. Gensoru görüşmeleri önergenin veriliş tarihinden itibaren on gün içinde sonuçlandırılır. Görüşmeler sonrasında üyelerin veya grupların verecekleri gerekçeli güvensizlik önergeleri veya Bakanlar Kurulu’nun güven isteği, bir tam gün geçtikten sonra oylanır. Ayrıca, Başbakan veya bakanlar hakkında, T.B.M.M. üye tamsayısının en az beşte birinin vereceği önerge ile, soruşturma açılması istenebilir. Meclis, bu istemi en geç bir ay içinde görüşür ve karara bağlar.
d) T.B.M.M. Genel Kurulu’ndaki tüm görüşmeler açıktır ve görüşmelere ilişkin tutanaklar tam olarak yayınlanır. Bir konunun T.B.M.M’nde gizli olarak görüşülmesine üye tam sayısının salt çoğunluğu ile karar verilir.
2) Yerinden Yönetim Meclisleri
Kuruluşu
Yerinden yönetim meclisleri, muhtarlık, ilçe, il, belediye, büyükşehir belediyesi ve bölge meclisi’nden ibarettir. Türkiye coğrafya ve ekonomik ilişkiler göz önüne alınarak yedi bölgeye ayrılmıştır. İlçe Meclisi, köy ve mahalle ve bağlı belediye meclislerinin; il meclisi, ilçe ve bağlı belediye meclislerinin; bölge meclisi, il ve büyükşehir belediye meclislerinin; büyükşehir belediye meclisi, kendisine bağlı belediye meclislerinin üst meclisidir. Yerinden yönetim meclislerinin üyeleri dört yıllık süre için seçilirler. Meclis üye sayıları üst meclis tarafından belirlenir. Yerinden Yönetim Meclisleri’ne üye seçileceklerde aranacak nitelikler kanunla belirtilir.
İşleyişi
a) Türkiye’deki tüm yerleşim birimlerinde oturanların demokratik seçimlerle oluşturdukları meclisleri; kendi sorunları, ihtiyaçları ve imkanları hakkında, kendi sınırları içinde geçerli, Anayasa’ya, kanunlara ve üst meclis kararlarına uygun karar alırlar.
b) Yerinden Yönetim Meclisleri’nin toplantıları halka açıktır. Görüşmelerin özeti ve kararlar ilan edilir. Meclislerin toplanma, görüşme ve diğer çalışma düzeni ile kararların yayını ve ilgili birimdeki seçmeninin görüşmelere katılma yöntemi meclislerin kendi yapacakları içtüzüklerinde belirtilir.
c) Meclislerin kararları Anayasa’ya, yasalara ve üst meclis kararlarına uygunluk bakımından yargı denetimi dışına çıkarılamaz.
d) Üst meclisler, alt meclislerin ancak bütününde uygulanacak karar alabilirler. Üst meclisler ilgili birim meclisinin kararı olmadan, diğer birimlerin kaynak harcamalarını gerektirecek karar alamaz. Herhangi bir meclis kendi biriminde kendine ait yönetim görev ve sorumluluğunu başka bir organ veya birime devredemez veya bırakamaz.
YARGI (4. BÖLÜM)
I. Mahkemelerin Bağımsızlığı
Hakimler bağımsızdırlar; Anayasa’ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde ve Bölge Meclisleri’nde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarını hiçbir şekil ve surette değiştiremez, bunların yerine getirilmesini geciktiremez.
II. Hakimlerin Seçimi
Hakimlerin seçimi ırk, renk, cinsiyet, inanç, dil, ulusal köken, toplumsal konum, doğum yeri, zenginlik, siyasi aidiyet ya da diğer tüm benzeri ayrımlardan bağımsız olarak mutlak fırsat eşitliği ilkesi dahilinde gerçekleştirilir.
III. Hakim ve Savcı Teminatı
Hakimler ve savcılar hiç bir koşul altında azledilemez. Kendileri istemedikçe, altmışbeş yaşından önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylıklarından yoksun kılınamazlar. Meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlarla görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceği kesin olarak anlaşılanlar ve meslekte kalmalarının uygun olmadığına karar verilenler hakkında kanundaki istisnalar saklıdır.
IV. Hakimlik ve Savcılık Mesleği
Hakimlerin ve savcıların nitelikleri, atanmaları, hakları ve ödenekleri, meslekte ilerlemeleri, görevlerinin veya görev yerlerinin geçici veya sürekli olarak değiştirilmesi, haklarında disiplin soruşturması açılması ve disiplin cezası verilmesi, görevleri ile ilgili suçlarından dolayı soruşturma yapılmasına ve yargılamalarına karar verilmesi, meslekten çıkarılmayı gerektiren suçluluk veya yetersizlik halleri ve diğer özlük işleri, mahkemelerin bağımsızlığı esasına göre, kanunla düzenlenir. Hakimler, kanunda belirtilenlerden başka genel ve özel hiçbir görev alamazlar.
V. Yargının Finansmanı
Yargının bütün dalları ve kurumları genel devlet bütçesi içerisinde, yargı organlarının yüksek yargı kurullarına danışılarak hazırlanmış bağımsız bütçe ile finanse edilir.
VI. Duruşmaların Açıklığı ve Kararların Gerekçeli Yazılması
Mahkemelerde duruşmalar herkese açıktır. Küçüklerin yargılanmasının, genel ahlakın ve kamu güvenliğinin kesin olarak gerekli kıldığı hallerde kanun, duruşmaların açıklığı ilkesine istisna getirebilir. Bütün mahkemelerinin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.
VII. Mahkemelerin Kuruluşu
Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri adli ve idari yargı ayrımı dikkate alınarak kanunla düzenlenir. Yargıtay ve Danıştay içtihat mahkemeleridir. Bölgelerde temyiz görevi olan üst mahkemeler kurulur.
A) Yüksek Mahkemeler
I. Anayasa Mahkemesi
Kuruluşu
Anayasa Mahkemesi onbeş üyeden kurulur. Üyelerden dördü Yargıtay, dördü Danıştay, üçü onbeş yıllık avukatlar arasından kendi kurullarınca, iki üye TBMM tarafından, iki üye ise Yargıtay ve Danıştay üyeleri arasından Cumhurbaşkanı’nca seçilir.
Görevleri
Anayasa Mahkemesi, kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü’nün, Bölge Meclisleri kararlarının Anayasa’ya şekil bakımından uygunluğunu denetler. Esas denetimini ise, Anayasa’nın ilk 3 maddesinde düzenlenen ilkeleri ölçü alarak gerçekleştirir.
İşleyişi
Anayasa Mahkemesi en az onbir üye ile toplanıp sekiz üyenin olumlu oyu ile karar alır. Anayasa Mahkemesi’nin kuruluşu ve yargılama usulleri kanunla; Mahkeme’nin çalışma esasları ve üyeleri arasındaki işbölümü kendi yapacağı İçtüzük’le düzenlenir. Anayasa Mahkemesi’nin kararları kesindir. İptal kararı geriye yürümez. Anayasa Mahkemesi kararları T.C. Resmi Gazete’de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, tüm idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.
II. Yargıtay
Tanımı
Mahkemelerce verilen ve kanunun başka bir adli yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme yeridir.
Kuruluşu, görevleri ve işleyişi:
Yargıtay, üyelerini kendi Genel Kurulu’nda seçer. Yargıtay’ın kuruluşu, görev ve yetkileri ile çalışma esasları kanunla düzenlenir.
III. Danıştay
Tanımı
İdari mahkemelerce verilen ve kanunun başka bir idari yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir.
Kuruluşu, görevleri ve işleyişi
Danıştay üyelerini kendi Genel Kurulu’nda seçer. Danıştay’ın, kuruluşu görev ve yetkileri ile çalışma esasları kanunla düzenlenir.
IV. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar.
Kurul Yargıtay ve Danıştay üyeleri arasından seçilen on asil ve on yedek üye ile Adalet Bakanı ve Adalet Bakanlığı Müsteşarından oluşur. Kurulun üç asıl ve üç yedek üyesi Yargıtay Genel Kurulu, iki asıl ve iki yedek üyesi Danıştay Genel Kurulu, üç asil ve üç yedek üyesi Yargıtay ve Danıştay üyeleri arasından TBMM Genel Kurulu, iki asil ve iki yedek üyesi Yargıtay ve Danıştay üyeleri arasından Cumhurbaşkanı tarafından dört yıl için seçilir. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilirler. Kurul, seçimle gelen asıl üyeleri arasından bir başkan ve bir başkanvekili seçer. Adalet Bakanı ile Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabii üyesi olup oy hakkı yoktur.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu; adli ve idari yargı hakim ve savcılarını mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar. Adalet Bakanlığının, bir mahkemenin veya bir hakimin veya savcının kadrosunun kaldırılması veya bir mahkemenin yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlar. Ayrıca Anayasa ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirir.
Hakim ve savcıların görevlerini; kanun, tüzük, yönetmeliklere ve genelgelere (Hakimler için idari nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetleme; görevlerinden dolayı veya görevleri sırasında suç işleyip işlemediklerini, hal ve eylemlerinin sıfat ve görevleri icaplarına uyup uymadığını araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma, Adalet Bakanlığının görüşü, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararı ile adalet müfettişleri tarafından yapılır. Kurul soruşturma ve inceleme işlemlerini, hakkında soruşturma ve inceleme yapılacak olandan daha kıdemli hakim veya savcı eliyle de yaptırabilir.
Kurul kararlarına karşı Danıştay’a başvurulabilir.
Kurulun görevlerini yerine getirmesi, seçim ve çalışma usulleriyle itirazların Kurul bünyesinde incelenmesi, Kurul kararlarına karşı dava açılması esasları kanunla düzenlenir.
Adalet Bakanlığının merkez kuruluşunda geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak hakim ve savcıların kadro ve sayısı Adalet Bakanı tarafından belirlenir, ilgili hakim ve savcıların muvafakatları alınarak Kurul tarafından atanır.
V. Sayıştay
Tanımı
Genel ve katma bütçeli dairelerin bütün gelir ve giderleri ile mallarını ve savunma harcamalarını Türkiye Büyük Millet Meclisi adına denetlemek ve sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlamak ve kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yapmakla görevlidir.
Kuruluş ve işleyişi
Sayıştay üyelerini kendi Genel Kurulu’nda seçer. Sayıştay’ın kuruluşu ve işleyişi kanunla düzenlenir.
YÜRÜTME (5. BÖLÜM)
A) Cumhurbaşkanı
I. Seçimi:
a) Cumhurbaşkanı halk tarafından milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları arasından 5 yıllık bir süre için seçilir.
b) Bir kimse en fazla iki dönem Cumhurbaşkanı seçilebilir.
c) Milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları T.B.M.M.’nin beşte birinin yazılı önergesi ile aday gösterilebilir.
d) Cumhurbaşkanı adayının adaylık süresince ve seçim sonrasında herhangi bir siyasi parti ile ilişkisi varsa bu ilişiği kesilir.
e) Cumhurbaşkanı seçilen kişinin eğer T.B.M.M. veya Yerinden Yönetim Meclisleri üyeliği varsa bu üyeliği sona erer.
f) Cumhurbaşkanlığı halk tarafından iki türlü olarak seçilir. İlk turda en fazla oyu almış adaylardan ikisi arasında ikinci tur seçimi yapılır. İkinci turda en fazla oyu alan aday Cumhurbaşkanı seçilir.
II. Görev ve yetkileri
a) Cumhurbaşkanı Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eder.
b) Anayasa’nın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.
c) Gerekli hallerde Bakanlar Kurulu’nu başkanlığı altında toplantıya çağırır.
d) Kanunları yayınlar.
e) Kararnameleri imzalar.
f) Başbakan’ın teklifi üzerine bakanları atar.
g) Yabancı devletlere Türkiye Cumhuriyeti’nin temsilcilerini gönderir. Türkiye Cumhuriyeti’ne gönderilecek olan yabancı devlet temsilcilerini kabul eder.
h) Milletlerarası andlaşmaları onaylar ve yayımlar.
i) Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletir veya kaldırır.
III. Vekalet
Cumhurbaşkanı’nın hastalık ve yurtdışına çıkma gibi sebeplerle geçici olarak görevinden ayrılması hallerinde, görevine dönmesine kadar; ölüm, çekilme veya başka bir sebeple Cumhurbaşkanlığı makamının boşalması hallerinde ise yeni Cumhurbaşkanı seçilinceye kadar, Cumhurbaşkanı’na T.B.M.M. Başkanı vekillik eder ve Cumhurbaşkanı’na ait yetkileri kullanır.
B) Bakanlar Kurulu
I. Kuruluşu
Bakanlar Kurulu, Başbakan ve bakanlardan kurulur. Başbakan, Bakanlar Kurulu’nun başkanıdır ve Cumhurbaşkanı’nca, T.B.M.M. üyeleri arasından atanır. Bakanlar, T.B.M.M. üyeleri veya milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları arasından Başbakanca seçilir ve Cumhurbaşkanı’nca atanır. Atanan Bakanlar Kurulu listesi hemen T.B.M.M’ye sunulur. T.B.M.M. tatilde ise toplantıya çağırılır. Bakanlar Kurulu’nun programı, T.B.M.M.’de okunur ve güvenoyuna başvurulur. Güven oylamasına ilişkin usul ve esaslarla Başbakan’ın gerekli gördüğü hallerdeki, güvenoyu istemine ilişkin esaslar T.B.M.M. İçtüzüğü’nde belirtilir. Güven sistemi, ancak üye tam sayısının salt çoğunluğu ile reddedilir.
II. Görevi
Merkezi yönetim, dış ülkelerle ilişkilere, ülke savunmasına, ülke birliğinin korunmasına, genel güvenliğe, ülke ve milletin genel amaç ve hedeflerine ait politikaları belirler ve uygular.
Bakanlar Kurulu’nun işleyişine ilişkin diğer esaslar, T.B.M.M İçtüzüğünde belirtilir.
C) Yerinden Yönetim Meclisleri
I. Tanımı
Yerinden yönetim meclisleri, muhtarlık, ilçe, il, belediye, büyükşehir belediyesi ve bölge meclisi’nden ibarettir. Türkiye coğrafya ve ekonomik ilişkiler göz önüne alınarak yedi bölgeye ayrılmıştır.
II. İşleyişi ve Görevleri
a) Bölge, büyükşehir belediyesi ve illerin kurulması, sınırlarının değiştirilmesi, birleştirilmeleri ve ayrılmaları kanunla, diğer yerleşim meclislerinin kurulması, sınırlarının değiştirilmesi, birleştirilmeleri ve ayrılmaları iki üst meclis kararı ile yapılır.
b) Meclis Başkanı, ilgili meclisin başıdır. Meclis başkanı o mecliste kanunların, üst meclisi ve kendi meclisinin kendisine verdiği yetkileri kullanır ve görevleri yerine getirir. Meclisin yürütme örgütünün nasıl oluşturulacağı, görev ve yetkileri ile denetim usulü kendi meclisleri tarafından belirlenir.
c) Yerinden Yönetim Meclisleri’nin her biri ayrı tüzel kişiliktir ve özel hukuka tabidirler.
III. Yargı Yolunun Açıklığı
Merkezi idarenin veya Yerinden Yönetim birimlerinin her türlü eylem ve işlemine karşı yargı yolu açıktır.
IV. Devletin Harcamaları
Devletin harcamaları yıllık bütçelerle yapılır. Bütçelerinin nasıl hazırlanacağı ve uygulanacağı kanunla belirlenir. Bütçe kanununa, bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz. Mali yıl takvim yılıdır.
V. Verginin Paylaştırılması
Kendi kararları ile Yerinden Yönetim birimlerinde toplanacak vergiler dışında, ülke çapında toplanan verginin; nüfus başına eşit olarak bölgelere, projelere bağlı olarak ilgili birimlere ve belediye meclislerine hangi oranlarda devredileceği bütçe kanununda belirtilir.
Yerinden Yönetim Meclisleri ülke genelinde konmuş bir verginin; kendi yerleşim birimlerinde, belli bir süre veya devamlı olarak, indirimli veya zamlı toplanmasına, kendilerine devredilecek miktardan düşülmek veya eklenmek koşulu ile karar verebilirler; bu tür kararlar halk oylamasına sunulur, uygun bulunursa yürürlüğe girer.
GENEL HÜKÜMLER (6. BÖLÜM)
I. Anayasanın Değiştirilmesi
Anayasa’nın değiştirilmesi Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının salt çoğunluğu tarafından yazı ile teklif edilebilir. Meclis üye tam sayısının üçte iki oyu ile kabul edilen metin Cumhurbaşkanı’nca T.C. Resmi Gazete’de yayınlandıktan sonra Anayasa hükmü haline gelir.
II. Geçici Madde
12 Eylül 1980 tarihinden, ilk genel seçimler sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık Divanını oluşturuncaya kadar geçecek süre içinde, yasama ve yürütme yetkilerini Türk milleti adına kullanan, 2356 sayılı Kanunla kurulu Milli Güvenlik Konseyinin, bu Konseyin yönetimi döneminde kurulmuş hükümetlerin, 2485 sayılı Kurucu Meclis Hakkında Kanunla görev ifa eden Danışma Meclisinin her türlü karar ve tasarruflarından dolayı haklarında cezai, mali veya hukuki sorumluluk iddiası ileri sürülebilir ve bu maksatla herhangi bir yargı merciine başvurulabilir.
Bu karar ve tasarrufların idarece veya yetkili kılınmış organ, merci ve görevlilerce uygulanmasından dolayı, karar alanlar, tasarrufta bulunanlar ve uygulayanlar hakkında da yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır.
Mülga 2709 sayılı Anayasasının yürürlüğe girdiği tarih olan 09.11.1982 tarihinden, bu işbu Anayasanın yürürlüğe girdiği tarihe kadar; dava ve ceza zamanaşımı durmuştur. Zamanaşımı iş bu Anayasanın yürürlüğe tarihten itibaren yeniden işlemeye başlar.
SONUÇ
Yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere; 1982 Anayasası hukuka aykırılığında ötesinde bir hukuk ayıbı, Türkiye’nin ayıbıdır. Türkiye bu ayıptan en kısa zamanda kurtulmak; bu ayıbın sorumlusu olan darbecileri yargılamak; geniş bir toplumsal uzlaşma ürünü olacak, yeni sivil bir Anayasa’ya kavuşmak zorundadır. 22 Temmuz 2007 seçimlerinde bu tarihi bir fırsat yakalanmıştır. Bu tarihi fırsatın iyi değerlendirilmesi, milli iradenin ürünü olacak sivil bir Anayasanın hayata geçirilmesi gerekir.